arrow-down arrow-down-double arrow-left-double arrow-right-double arrow-up arrow-up-double heart home menu movie profile quotes-close quotes-open reblog share behance deviantart dribbble facebook flickr flipboard github social-google-plus social-instagram linkedin pinterest soundcloud spotify twitter vimeo youtube tumblr heart-full website thumbtack lastfm search cancel 500px foursquare twitch social-patreon social-vk contact

Bu web sitesi en iyi kullanım deneyimini elde etmeniz için internet çerezleri kullanır

Çerez nedir? Tamam
Fatih Özdemir
Yükleniyor

Fatih Özdemir

Her yörenin kısıtlılıkları, ferahlıkları, dertleri, mutlulukları farklı farklıdır. Bu farklılıklar kökeni namalum ‘coğrafya kaderdir’ sözünü doğrular bir yandan, bir yandan da bu coğrafya üzerine bir kültür yani bir tarih inşa eder. İnsan başına gelenlere ve baş başa kaldıklarına bir tepki verir, bu tepki siyaset olur işte, gelenek olur, sanat olur hatta din olur…
Burada anmak istediğim Erzurum'un başına gelenlerden bir kısmı o klasik hemşeri diskurunda da kendine yer bulmuş hatta biraz ulusal şöhret de kazanmıştır: Gar, Gış, Gıyamet 😉 Ancak görünen o ki Erzurum başına gelenlere yaratıcı, onları başından ayaklarının altına indirici, onları şehrin kültürünü yükseltmek için kullanıcı bir tepki verememiş aksine onların altında ezilmiştir. Ezilmemiş olsaydı daha yeni yeni konuşulmaya görüşülmeye başlanan Ejder3200 gibi pr çalışmaları, kış sporları tesisleşmeleri ve 'Buz Müzesi’ başlıklı çalışmaları çoook daha önceden görmek mümkün olurdu.
Şimdi bir buz heykelleri atölyesi, müzesi gezebiliyoruz Erzurum'da ama biraz “ba'de harabul Erzurum” durumumu var nedir? Rivayete göre Alvarlı Muhammed Lütfi'ye Erzurum'un kar sıkıntılarından ne zaman kurtulacağı sorulunca 'kar kıymete binice’ cevabını verir. Arif öngörüsüdür, yerini bulması şaşırtmaz da, asıl odağı kaçırmayalım gözden: kar altın olup yağacak denmiyor, kar kıymete binecek deniyor. Yani onu değerlendirecek insanlar ve emekleri faaliyetteyken… Bu da bu zamana kadar Erzurum'luların 'kar nimeti'nden faydalanamadıklarını gösterir.
Peki şimdi faydalanılıyor mu sizce? (Atabuz Museum)
https://www.instagram.com/p/Cn2DIYCoZFM/?igshid=NGJjMDIxMWI=

Göster

Birşeyi azıcık güzelleştirmesinler, hemen içlerindeki müzmin aç bir daha şahlanıyor ve o güzelliği berbadediyor. Aman bi sizden olanla doldurun gördüğünüz tüm boşlukları, geç bile kaldınız.
Mimari tarzın, şehirliliğin böyle boşluklarda zuhur edebileceğini söyleyecek oluyorum milli medeniyetlerine halel gelir filan, neme lazım.
Neyse en azından rengi saat kulesinin rengiyle tutturmaya çalışmışlar, koca koca pencerelerden ‘Erzurum'luluk 'taşsa da’… O da saatin camına yönelik bir mecaz galiba. Tabelayı da siz görmeyiverin artık canım 😉 (Erzurum Kalesi)
https://www.instagram.com/p/CnrjmhjjpRm/?igshid=NGJjMDIxMWI=

Göster

kitapsecimi:

Motosiklette bir kafes yoktur. Her şeyle doğrudan temastasınızdır. Artık, izlemekten öte sahnedesinizdir, bunu kuvvetle hissedersiniz.

Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı

Robert M. Pirsig

Göster

Şöyle bir manzaraya karşı şöyle bir not düşelim kenara: ‘Varolma Mücadelesinde Doğal Seçilim’ başlığı şunu düşündürttü: 1. Darwin türlerin kökenini açıklamış göründü ama 'Can'ın kökeni büyük bir oyunbozan olarak duruyor ortada. Dolayısıyla 'Can'ın kökenine kadar yaslanan bir temel olmadan 'türlerin kökeni’ iddiaları spekülasyondan ibaret kalır.
2. Entropi diye birşey var, o da büyük bir oyunbozan bence. Yani Termodinamiğe göre 'Can’ ve 'Tür’ gibi kompleks yapıların hiç yoktan oluşması ve varlığını sürdürmesi mümkün olamaz. Çünkü kavramsal olarak, bozunma esastır. Varlık, cansız maddeden ibaretken, sürekli bozunmaya yönelik davranırken, dışarıdan bir müdahale olmadan 'Can’ gibi son derece karmaşık bir varoluş biçimini üretemez. Ürettiğine inanılsa dahi 'Can'ın o Darwinist en basit halindeyken onca bozunmaya yönelik dış etkene karşı varlığını sürdürmesi düşünülemez. Buna da inanılsa da sürecin zaman geçtikçe daha karmaşık türler üretmesi düşünülemez. Hasılı 'Can’, 'Tür’ ve Entropi bir arada bulunmaları mümkün olmayan kavramlardır. Elbette bu gerçek 'Dünya'nın bi kaç milyon yılı’ gibi kapalı ve 'Varoluş'a veya evrenin tamamına göre küçük bir sistem için kısa sürede geçerli değil gibi görünebilir ama bu halde de 'Can'ın ve 'Tür'ün devamlılığının imkansız olduğu gerçeği değişmez. Bir odadaki moleküllerin tamamının biraraya toplanıp düzgün bir küp oluşturması ne kadar düşük bir olasılıksa aynı moleküllerin bir protein sentezlemesi ondan bile düşük bir olasılıktır.
Devamı fatihozdemir.net de
Amaaan sende işin yok adam diyorsanız bu kadarı da yeter demek ki. Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim 🙂 (Erzurum Kalesi)
https://www.instagram.com/p/Ce6bO6jjFNx/?igshid=NGJjMDIxMWI=

Göster

Tanıdık geldi mi?
Hayaller Newyork gerçekler..?
O değilde artık giderek daha fazla şey hissi oluşuyor: Truva atını yapanları fethetmek için yaptığımız Truva atımızın içine bir başka Truva atının yerleştirilerek iade edilmesi gibi bir halde olduğumuz…
Yani, yoksa burası “Anatolialığının geçmişte kaldığını varsaydığımız Anadolumuz” sandığımız Anatolia mı..? Ya da üzerine YeniNewyork inşa etmeye çalıştığımız 10. Kat Troy mu? Ha, karşı cephenin vizyonunun da YeniBerlin den öteye geçeceğini sanmıyorum, o ayrı… Ama ben hani medeniyetimiz filan ya o bakımdan şeyaptım.
Galiba ben gerçeklerle barışmak üzereyim. Beni bırakın siz devam edin
https://www.instagram.com/p/Cdn1UtwsXpC/?igshid=NGJjMDIxMWI=

Göster

Başta dursaymışım belki FERZURUM gibi olurmuşuz ama böyle çok ortada kalmışım.
Tıpkı Cuma yoğunluğunda camide safın arasına sığışmaya çalışır gibi kalmışım öyle; o saatten sonra başka yer arasan ortada kalırsın, buraya da bir türlü sığamıyorsun gibi bir hal işte
Of of Erzurum ömrümi yedin ömrümi 🙂 (Fil Geçti Meydan)
https://www.instagram.com/p/CbFLa4XMlQi/?utm_medium=tumblr

Göster

Uluslararası Yapay Zeka Transhumanizm, Posthumanizm ve Din Sempozyumu'a “Son Savunma Hattı Ya da Yeni Bir Dünyanın Eşiğinde” isimli bildirim ile katkı yapmaya çalıştım.
Yavv nedir bu Transhumanizm Yapa Zeka filan derseniz eğer söylediklerimin özetine internet sitemden ulaşabilirsiniz: https://www.fatihozdemir.net/2021/12/son-savunma-hatt-ya-da-yeni-bir-dunyann.html
Benim de söyleyeceklerim var bu konuda derseniz, onları da merakla dinlerim yani. Sempozyumun tamamı demek olan 46 oturumu dinledim zaten :D
Zor meseleler kapımızda dostlar. Her teknik gelişmenin olumlu katkılarından fazla fazla faydalanıyoruz ama daha nereye kadar gider bu? İnşaallah bildiri tam metni yayınlanınca daha bir sarihleşmiş önerilerle insanlığa faydalı oluruz artık.
https://www.instagram.com/p/CXqjEsdqgz_/?utm_medium=tumblr

Göster

4200 de başlamıştım, 8700 de bitirdim.

4.500 km lik bir yolculuk 18 şehir ve 0 kaza. Allah'a hamdolsun. Ağzı dualılar var olsun. Hayır dileyenlere diledikleri hayırları Allah kendilerine de lütfetsin.

Ayrıntılarını artık sonra peyderpey www.dunyaseyahati.net ve www.fatihozdemir.net de okursunuz, izlersiniz.

Herkese teşekkürler

#Motopatetik #motosiklet #Seyahat #TürkiyeTuru

Göster

Konya ve İstanbul haricinde gördüğüm ilk Mevlevihane nin Tokat ta karşıma çıkması ilginç geldi. Hem de 19. Yy mimarisiymiş. Anadolu da o kadar geç dönemde tekke kuracak kadar yayılabildiğini bilmezdim Mevleviliğin. Şu an tadilatta olduğu için kapalı. O yüzden faal mi yoksa müze mi öğrenemiyorum. (Tokat Mevlevihane)
https://www.instagram.com/p/CScGQi3jtRu/?utm_medium=tumblr

Göster
Gönderi Yükleniyor
Yüklenecek başka gönderi yok